2020 Moldova Başkanlık Seçimi

Nurettin Gürkan Şengül
14 min readOct 28, 2020

--

fotoğrafın kaynağı: https://ihsmarkit.com/research-analysis/moldovan-parliamentary-election.html

Siyaseti takip eden insanlara 2020'de yapılacak başkanlık seçimleri hakkındaki fikirlerini sorarsanız, büyük olasılıkla Amerika Birleşik Devletleri’ndeki yaklaşan başkanlık seçimleri hakkında yorum yapmaya başlayacaklardır. Medyada sürekli ABD’deki başkanlık seçimi incelendiği için insanların ABD seçimi hakkında yorum yapması gayet mantıklıdır aslında ama hadi gelin biz bu sene başka bir ülkenin yapacağı başkanlık seçimi hakkında konuşalım. 1 Kasım 2020 Moldova Başkanlık Seçimi’nden bahsedelim

Ukrayna ile Romanya arasında yer alan Moldova Cumhuriyeti, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından 27 Ağustos 1991'de bağımsızlığını ilan etti. Henüz genç diyebileceğimiz bir cumhuriyete sahip olan Moldova’nın küçük bir ülke olmasına rağmen çok hızlı ve aktif bir gündemi olduğunu söyleyebilirim.

Bu küçük ve eski Sovyet Cumhuriyeti’nde, başkan iki dereceli seçim sistemi kullanılarak seçilir; Moldova Cumhuriyeti’ne kayıtlı seçmenlerin en az %33'ünün katılımıyla salt çoğunluğun oyunu hiçbir aday alamazsa, sadece en yüksek oyu alan iki başkan adayının yarışacağı bir ikinci tur düzenlenir.

2016 yılında yapılan başkanlık seçimlerinde Moldova Cumhuriyeti Sosyalist Partisi (PSRM) lideri Igor Dodon ikinci turda başkanlığa seçildi ve halen bu görevini sürdürüyor. Seçimin ilk turunda mutlak çoğunluğu alamayan Dodon ikinci turda% 52.11 oy alarak, Eylem ve Dayanışma Partisi (PAS) lideri Maia Sandu’yu mağlup etti ve 1997'de seçimle göreve gelen eski Cumhurbaşkanı Petru Lucinschi’den sonra halk oylamasıyla seçilen ilk Moldova Cumhurbaşkanı oldu. Moldova Tarım Partisi’nin eski lideri olan Petru Lucinschi’den sonraki başkanlar seçimle göreve gelmemişti.

2000 yılında Moldova Cumhuriyeti Başkanı seçim sistemi değişmiş, başkanın halk tarafından doğrudan değil de meclis tarafından seçilmesi ile birlikte dolaylı bir sistem kabul edilmişti. Anayasa Mahkemesi 2000 yılında kabul edilen yasanın anayasaya aykırı olduğuna karar verdi ve 4 Mart 2016 tarihinde başkanı halkın seçmesini sağlayan seçim yöntemi olan doğrudan iki turlu sisteme döndürdü

Önceki seçimi ve seçim sistemini de konuştuğumuza göre şimdi sıra bu seçimin adaylarını tanıtmakta. Bu seçimde 12 aday Moldova Cumhuriyeti Başkanı olabilmek için yarışmak için aday adaylığını ilan etmişti ama aday adaylarından dört tanesinin başkan adayı olmak için yeterli imzayı toplayamaması üzere ikisi bağımsız olmak üzere toplamda sekiz aday başkanlık için yarışmaya hak kazandı. 2016 yılında seçime girebilen üçü bağımsız dokuz aday olduğunu ve seçimin ikinci tura kaldığını düşünürsek bu seçimde oyların bölünmesinin ve seçimin ikinci tura kalma ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyleyebiliriz.

1 Kasım 2020 günü Moldova halkının başkan seçmek için gideceği sandıkta oy verebilecekleri adaylar şunlar: Renato Usatîi, Andrei Năstase, Tudor Deliu, Igor Dodon, Violeta Ivanov, Maia Sandu, Octavian Țîcu, Dorin Chirtoacă.

Renato Usatiî: Uzun yıllar Rusya’da başarılı bir iş yürüten 42 yaşındaki işadamı Usatiî, 2014 yılında ülkesine dönüş yaptı. Aynı sene siyasete atılan Usatiî, Moldova Cumhuriyeti Sosyalistler Partisi (PSRM) gibi Rusya yanlısı sol bir parti olan Bizim Parti’nin liderliğine seçildi ve halen bu görevini sürdürmektedir.
2015 yılında Moldova’nın en büyük ikinci şehri olan Balti’nin belediye başkanlığına aday olan Usatiî, oyların yaklaşık % 70'ini alarak Balti Belediye Başkanı seçildi. Balti Belediye Başkanı olduktan sonra Usatiî için hayat hiç beklediği gibi gitmedi. Moldova Anayasa Mahkemesi tarafından Moldovalı Bankacı German Gorbuntsov’u öldürmeye azmettirmekle suçlandıktan sonra Rusya’ya kaçan Usatiî yaşamına Moskova’da devam etti. Rusya’da bulunduğu süre boyunca Usatiî, Moldova’nın güçlü siyasilerinden olan Demokrat Parti lideri Vlad Plahotniuc’un politik kurbanı olduğunu iddia ederek hakkındaki bu iddiaları asla kabul etmedi. Haziran 2019'da Demokrat Parti lideri Vlad Plahotniuc’un Moldova’yı terk etmesi üzerine Moldova’ya döndü ve Balti’de belediye başkanlığı görevine devam etti.

Renato Usatiî Moldova siyaseti için çok önemli figürlerden birisi. Aldığı tutuklama kararları ve işlediği iddia edilen suçlar siyasi kariyerinden daha ön planda bulunan Usatiî, halen Moldova’nın en büyük bankalarından birisi olan Universalbank’ın en büyük ortağı durumunda.

2016 Başkanlık seçimlerinde Usatiî’nin başkanlığını yaptığı Our Party’nin başkan adayı Dumitru Ciubașenco ilk turda %6 oy alarak en çok oy alan üçüncü başkan adayı olmuştu. Bu seçimde Our Party’nin başkan adayının en başarılı dört adaydan birisi olacağını düşünüyorum. “Güç Gerçekte” “Puterea e în adevăr!” sloganıyla yola çıkan Usatiî’nin Dumitru Ciubasenco’dan daha fazla oy alacağını düşünüyor olsam da ikinci tura kalacak kadar oy alacağını sanmıyorum.

Andrei Năstase: 45 yaşındaki eski başbakan yardımcısı ve içişleri bakanı Andrei Năstase, 2015'ten beri Avrupa yanlısı Onur ve Hakikat Platformu Partisi’ne (Platforma DA) başkanlık ediyor.
Avrupa yanlısı Eylem ve Dayanışma Partisi (PAS) ve kendi partisi Platforma DA’nın eş adayı olan Năstase, 2018'de Kişinev’in belediye başkanlığı için yapılan erken seçimde Rusya yanlısı PSRM adayı Ion Ceban’ı mağlup ederek ikinci turu oyların % 52,57'sini alarak kazandı. Ancak seçimlerin daha sonra geçersiz kılınması nedeniyle Kişinev belediye başkanı olamadı.

2019 yılındaki parlamento seçimlerinde, Năstase’nin PPDA’sı ve Maia Sandu’nun genel başkanlığını yaptığı PAS, ACUM Seçim Bloku’nu oluşturdu ve Moldova Parlamentosu’ndaki 101 sandalyenin 26'sını kazandı. Bu seçimden sonra başlayan hükümetin kurulamaması sorununun ardından, ACUM ve Dodon’un partisi PSRM’nin koalisyonla iktidara gelmesiyle bir anayasal kriz başladı. Yaklaşık bir hafta kadar devam eden gerçekleşen anayasal kriz sırasında Andrei Năstase, Sandu kabinesine başbakan yardımcısı ve içişleri bakanı olarak atandı ama sadece 5 ay sonra 12 Kasım 2019'da Sandu hükümetinin güven oyu alamaması sebebiyle istifa etti. ​​

2019 yılındaki parlamento seçiminde Moldova Cumhuriyeti Sosyalistler Partisinden sonra en fazla ikinci oyu ve sandalyeyi alan oligark Vladimir Plahotniuc’un liderliğini yapan Moldova Demokrat Partisi, iktidarı ACUM — PSRM Koalisyonu’na kaptırınca Moldova Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi’ne hükümet kurmak için verilen sürenin dolduğu için yeni hükümetin düşürülmesi, parlamentonun feshedilmesi ve erken seçimin yapılması gerektiğine dair bir şikayette bulundu. Ayrıca Igor Dodon’un meclisi feshetmediği ve erken seçim ilan etmediği için görevini yerine getirmediğini ve bu nedenden dolayı Dodon’un da görevden uzaklaştırılması gerektiğini belirten Moldova Demokrat Partisi kısmen de olsa amacına ulaştı. Şikayetin sonunda Anayasa Mahkemesi Moldova Demokrat Partisi’ni haklı buldu ve 9 Haziran Pazar günü, Igor Dodon’u görevden alarak yerine Pavel Filip’i başkan vekili olarak atadı. Pavel Filip ilk iş olarak parlamentoyu feshetti ve 6 Eylül’de erken seçim yapılacağını duyurdu. Halkın bu olaya büyük tepki göstermesinin üzerine 14 Haziran 2019’da Pavel Filip görevinden istifa etti. Ardından 15 Haziran’da Anayasa Mahkemesi krize neden olan kararı iptal etti. Domino taşların birer birer yıkılmasını andıran bu olayda sıra Demokrat Parti lideri olan ve Anayasa Mahkemesi ile halkı karşı karşıya getiren Vladimir Plahotniuc’daydı. Plahotniuc iki günlüğüne yurt dışına çıkma bahanesiyle ülkeyi terk etti ve bir daha dönmedi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Mihai Poalelungi’nin görevinden istifa etmesinden daha sonra bu sıkıntılı karara imza atan Anayasa Mahkemesi üyesi yargıçların tamamı 26 Haziran’da istifalarını açıkladı.

Andrei Năstase’nin bu seçimlerde Avrupa yanlısı Moldova halkının en gözde iki adayından birisi olacağını düşünüyorum. Eski müttefiki Maia Sandu gibi kendisinin de Avrupa yanlısı Moldovalılara daha fazla hitap etmesi sebebiyle bu seçimde, en azından ilk turda, en büyük rakibinin Sandu olacağını tahmin ediyorum. Seçimin ilk turunda ilk dörde gireceğini düşünsem de Sandu veya Dodon karşısında ikinci tura kalacağını düşünmüyorum.

Andrei Năstase’nin bu yılki seçimde ilk ikiye gireceğini düşünmesem bile, seçim vaatlerinin bu seçimdeki adaylar arasındaki en kapsamlı ve mantıklı vaatler olduğunu söyleyebilirim. Seçilirse, yapmayı iddia ettiği şeylerin neredeyse tamamı kendi içlerinde mantıklı ve tutarlı projelerden oluşuyor. Năstase tutulamayacak vaatler ya da yalanlardan ziyade yüksek olasılıklı projeler üzerine çalıştığını belli etmiş diyebilirim.

Tudor Deliu: 1990–1994 yılları arasında Ialoveni Bölgesi’ndeki Răzeni belediyesinin başkanlığını da yapan Deliu 2018 yılından beri Moldova Liberal Demokrat Partisi liderliği görevini sürdürmektedir. Vlad Filat’ın adının 1 milyar dolarlık yolsuzluk davasıyla tam ilintili olmasından dolayı PLDM’nin çok bir şansı olduğunu düşünmüyorum. “Competent, Curajos, Devotat!” “Yetkili, Cesur, Dindar!” gibi dini bir sloganla yola çıkan Deliu’nun dini motiflerle süslenmiş seçim kampanyasının başarıya ulaşması oldukça zor. Kendisi gibi Avrupa Birliği yanlısı ve liberal olan Maia Sandu ile Andrei Năstase’nin alacağı oyların çok altında kalacağını düşünüyorum.

Igor Dodon: Moldova Cumhuriyeti Başkanı olan Dodon, kağıt üzerinde bağımsız bir aday olarak görünmesine rağmen, Moldova Cumhuriyeti Sosyalist Partisi’nin adayı olarak bu seçimde de başkanlık koltuğu için yarışacak. 2016 seçimlerinde ikinci turun sonunda Moldova Cumhurbaşkanı seçilen Dodon, yine seçimlerin en önemli ve gözde adaylarından biri.

45 yaşındaki politikacı ömrünün üçte birini siyasi arenada harcadı desek yalan söylemiş olmayız. 2005 yılında henüz 30 yaşındayken Vasile Tarlev’in ikinci kabinesinde ticaret ve ekonomi bakanı yardımcısı olarak yer alan Dodon, bir sene sonra ticaret ve ekonomi bakanı olarak kabinede yer bulmaya devam etti. Ayrıca Dodon 2008–2009 yılları arasında Zinaida Greceanîi’nin birinci ve ikinci kabinesinde de ticaret ve ekonomi bakanı olarak görev yapmış ve birinci başbakan yardımcısı görevini de sürdürmüştü.

2011 yılında yapılan yerel seçimlerde Komünist Parti’den Kişinev’in belediye başkanlığına aday olan Dodon, seçimi Avrupa yanlısı Liberal Parti’nin adayına kaybetti. Bu aday bu seçimde Moldova Cumhuriyeti Başkanlığı’na adaylığını koyan Dorin Chirtoacă’dan başkası değil. Kader yine bu iki siyasetçisi başka bir seçimde karşı karşıya getirdi. Peki bu sefer bu hikaye nasıl bitecek? Dodon bu seçimde eski rakibi tarafından tekrar yenilecek mi? Ben böyle bir ihtimal olduğunu düşünmüyorum. Bu seçimde Dodon tekrardan eski rakibi tarafından alt edilir mi, bence imkansız. Dodon bu seçimde 2011’in rövanşını alacaktır.

Dodon 2011 yılındaki belediye seçimini kaybetmesinin ardından Moldova Cumhuriyeti Sosyalist Partisi’ne (PSRM) katılarak partinin onuncu kongresinde partinin genel başkanlığına seçildi ve Moldova Cumhuriyeti Başkanı seçilene kadar bu görevi sürdürdü. Başkan seçildikten sonra parti başkanlığından ayrılsa bile Dodon hala bugün bile parti içindeki en güçlü kişi konumunda.

2016 seçimlerinde başkan seçilen Dodon’un o seçimde çok büyük bir şansı vardı. Bir dönem Avrupa Birliği’ne yakın bir tarzda siyaset yapmış olsa da Dodon Avrasyacı-Rusçu modele yakın bir siyaset güdüyordu. 2000li yılların başında Moldova’da esen Avrupa Birliği rüzgarı, Avrupa Birliği taraftarı olan Moldova Liberal Demokrat Partisi’nin suçlu bulunduğu bir yolsuzluğun ortaya çıkması nedeniyle tamamen tersine dönmüştü. Bu yolsuzluk nedeniyle 1 milyar doların üç Moldova bankasından hortumlanması ve bu hortumlanma nedeniyle Moldova Liberal Demokrat Parti lideri Vlad Filat’ın parlamentoda kelepçelenerek gözaltına alınması ülkede büyük değişimler yaşatmış, Moldova halkının, Avrupa Birliği’nin bu olayla bir ilgisinin olduğuna dair hiçbir kanıt olmamasına rağmen, Avrupa Birliği’ne bakışı büyük oranda değişmişti. Böyle bir zamanda Rusya ile iyi ilişkileri olan Dodon bu fırsatı iyi değerlendirmiş ve seçimi kazanmıştı.

Bu arada unutulmamalıdır ki 1 milyar dolarlık yolsuzluğun yarattığı ortamda dahi Dodon seçimin ilk turunda salt çoğunluğun oyunu alamamış ve seçim ikinci tura uzamıştı.

Bu sene başkanlığının son senesinde olan Dodon hakkında şunu belirtebilirim ki halkın beklentisini karşılayabilmiş değil. Büyük beklentilerle geldiği başkanlık koltuğunda halkın nazarında başarılı olmadığını çok dillendirilen bir konu. Ayrıca başkanlığı boyunca Rusya ile gereğinden fazla yakın olması da olumsuz bir portre çizmeye başladı. Kayıp 1 Milyar Dolar sayesinde Rusya ile ilişkisi ona artı olarak gözükse de o olayın üzerinden seneler geçti ve halk da devlet de yaralarını sardı, olay unutulmasa bile olaya olan ilgi azaldı ve halk arasında tekrardan Avrupa Birliği’ne karşı olumlu yaklaşımlar başladı. Dodon ise bu dönemde Rusya ile ilişkilerini bozmamaya ve Rusya ile ortak hareket etmeye çalıştı ve bu da halkın tepkisini çekti. Uluslararası alanda bu davranışı yüzünden eski nesil veya Sovyet doğumlu olarak ifade edebileceğimiz nesil hala Dodon’a karşı büyük bir sempati beslerken, eğitimli, genç kesimden Dodon’a karşı olumlu gözle bakanların oranı çok düşük.

Ayrıca halk açısından Dodon’a baktığımızda Igor Dodon’un Rusya Federasyonu tarafından saygı görmediğine inanılıyor. 2017'de Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde bir gazeteci Hindistan başbakanına Rusya’nın ABD seçimlerine müdahalesi konusundaki fikrini sorduğunda, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin “Dodon’a sorun, o en iyisini biliyor” cevabını verdi ve ardından gülümsedi. Putin’in bu cevabı günlerce Moldova’nın önde gelen gazetelerinde yer aldı. Bu söz dıştan bakınca bir anlam ifade etmiyor gibi gözükse bile Putin burada sorulan sorulardan rahatsız olduğu zaman “Soytarıma sor, en iyisini o bilir” diye cevap veren Rus tiran Korkunç İvan’a atıfta bulunuyor.

“Dodon’a sor, o bilir.”

Igor Dodon hakkındaki en büyük korkulardan birisi de Dodon’un seçimi kaybederse eğer başkanlık görevinden ayrılıp ayrılmayacağı ve seçimde hile olup olmayacağı. Özellikle muhalif kesimde sandıkta hile yapılabilme ihtimaline karşılık büyük bir korku mevcut. Maia Sandu Moldova’yı Belarus olmama konusunda uyarıyor.

9 Ağustos 2020'de, Belarus’taki şaibeli seçimde Alexander Lukashenko seçimi kazandığını açıklayınca ortalık karışmış, Avrupa Parlamentosu ile ABD seçimi tanımamıştı. Lukashenko’nun seçim galibiyetini tanıyan ilk liderler ise Igor Dodon, Vladimir Putin ve Tayyip Erdoğan olmuştu.

Ayrıca Dodon şimdiye kadar oldukça başarılı bir kampanya yürüttü. Bunu yaparken vaatleri sıralamak yerine başkanlık döneminde neleri başardığından bahsetti. Bu stratejisiyle birlikte seçim dönemi boyunca basit ve etkili bir yöntem kullandığını söyleyebilirim. Halkı etkilemek için her zaman basit ve anlaşılır bir dil kullanan Dodon, bu stratejiyi gerçekten etkin kullanan bir liderdir. Uzun ve karmaşık cümlelerden kaçınan Dodon yeri gelince sığ diye tabir edilebilecek yorumlar yapmaktan da çekinmiyor.

Dodon ayrıca benim gördüğüm kadarıyla seçim kampanyasını en iyi yöneten adaylardan birisi. Kişinev’de neredeyse bütün kalabalık ve önemli caddelerde Dodon için çalışan gönüllüler, Dodon’un vaatlerinin ve başkanlık dönemindeki başarılarının bulunduğu bir gazetenin hem Rusça hem de Rumence halini dağıtıyorlar. Maiu Sandu ve Renato Usatiî gibi başkan adaylarının da böyle gönüllü ekipleri var ama bu kadar yaygın değiller. Bir Türk olduğumu ve bu seçim hakkında bir yazı yazmak istediğimi belirttiğimde bana en çok yardımcı olan gönüllüler de Igor Dodon’un ekibi oldu diyebilirim. İngilizcenin yetersiz kaldığı bazı zamanlarda benim Rusça ve Romence bilmememden kaynaklı iletişim konusunda sıkıntılar yaşasak bile her zaman benimle ilgilendiler ve bana neden Igor Dodon’un seçilmesi gerektiğini kendilerine göre nedenleriyle teker teker anlattılar.

Benim Dodon hakkındaki görüşüm Dodon’un kesinlikle seçimin ikinci turuna kalacağı yönünde. Seçimin ikinci turunda muhalefet Dodon’a karşı ortak bir karakter ortaya koyamaz, sandığa gitmez veya boykot çabasına girerse seçimi Dodon bu seçimi rahatça kazanır ama muhalefet ikinci turda ortak hareket ederse ve umutsuzluğa kapılmazsa Dodon ikinci turu kazanamayabilir. Şu anda Dodon’un salt çoğunluğun oyunu alabilecek bir gücü yok, bu yüzden Dodon muhalefetin kendi arasında çözülmesini ve umutsuzluğa kapılmasını bekleyecektir.

Violeta Ivanov: 2007–2008 yılları arasında ekoloji ve doğal kaynaklar bakan Yardımcısı, 2008 ile 2009 yılları arasında ekoloji ve doğal kaynaklar bakanı olarak görev yapan 53 yaşındaki politikacı, 11 yıldır Moldova Parlamentosu’nda milletvekilliği yapıyor. Aralık 2014-Aralık 2015 tarihleri arasında Moldova Cumhuriyeti Komünist Partisi’nin (PCRM) meclisteki başkanı olarak görev yapan Ivanov, 13 diğer PCRM milletvekili ile birlikte Aralık 2015'te Moldova için Sosyal-Demokrat Platformu’nu kurdu. İki yıl sonra, Moldova Demokratik Partisi’ne katıldı, ardından tekrar partisini değiştirerek Mayıs 2020'de Şor Partisi’ne katıldı.

Şor Parti’nin başkan adayı olan Violeta Ivanov’un seçimi kazanması pek olası görünmüyor. Bence, bırakın seçimi kazanma olasılığı bir yana, ilk iki adaydan biri olma ihtimali de çok yüksek görünmüyor. Igor Dodon ve Maia Sandu’yu geçme ihtimalini düşük bulduğum siyasetçinin Andrei Năstase ile Renato Usatiî’nin önünde seçimi üçüncü sırada tamamlaması bile onun için bu seçimde alabileceği en büyük başarı olabilir.

Ayrıca adaylar arasında vaatlerde ekonomik olarak en ütopik vaatlerin Ivanov’un vaatleri olmasının Ivanov için büyük bir eksi olduğunu da eklemeliyim. 2024 yılına kadar ülkenin altyapısının Avrupa ülkeleri seviyesine çıkarılması, bölgesel kalkınmanın başlatılması, köyler ve şehirler arasındaki farkların giderilmesi, tüm bölgelerin su ve gaz şebekesine bağlanması, asgari ücreti 10 bin lei’ye çıkarılması seçim vaatlerini sıralarken kolay görünebilir ama halkı bu vaatlerin gerçekleştirilebilir olduğuna ikna etmenin vaatleri sıralamak kadar kolay olacağını düşünmüyorum.

Maia Sandu: 2012–2015 yılları arası eğitim bakanlığı, 8 Haziran- 14 Kasım 2019 arası da başbakanlık yapmış olan, Hareket ve Dayanışma Partisi’nin (PAS) şu anki lideri olan 48 yaşındaki Maia Sandu bu seçimin en büyük favorilerinden birisi.

8 Haziran 2019 günü anayasal bir krize neden olan PSRM ile ACUM koalisyonunun başbakanlığı görevini üstlenen Sandu çok kısa bir dönem başbakanlık yapabildi. 12 Kasım 2019 tarihinde Maia Sandu hükümeti, gensoru önergesinin oylanmasının ardından mecliste gerekli oyu alamadığı için düştü. Koalisyon ortağı Moldova Cumhuriyeti Sosyalistler Partisi’nin, Moldova Demokratik Partisi ile birlikte hareket etmesiyle meclisteki 101 milletvekilinin 63 tanesinin PSRM tarafından sunulan önergeyi onaylaması Maia Sandu’ya sadece 5 ay başbakanlık yapma imkanı sundu.

2019 Parlamento seçimi hakkında şunu da belirtmeliyiz ki Maia Sandu ve seçimdeki ortağı Andrei Năstase o seçimden sonra hiçbir şekilde Igor Dodon’un Sosyalist Partisi ile bir koalisyon kurmayacaklarına, böyle bir koalisyon kurulursa milletvekilliğinden topluca istifa edeceklerine dair bir kamu sözleşmesi imzalamış olsalar da seçim öncesi verdikleri bu sözden seçim sonrası döndüler. Siyasette neden asla denmemesi gerektiğini gösteren en önemli olaylardan birisi olarak bu olay kendisini Moldova siyasi tarihine yazdırdı.

2019 seçiminden sonraki tavrı nedeniyleeski güvenilirliğinin bir kısmını halk nezdinde yitirmiş olan Sandu halen seçimin en önemli adaylarından birisi. Koalisyon ortağının verdiği gensoru önergesi ile düşürülmesi nedeniyle seçim öncesi bir kurban imajı yürütülmeye çalışılmış olsa da bunun oy olarak geri döneceğini söylemek zor. Ancak şu da unutulmasın ki halen Avrupa Birliği yanlısı adaylardan başkanlık koltuğunu kazanmaya en yakın duranı Maia Sandu.

Ayrıca Avrupa yanlısı olduğunu hiçbir zaman saklamayan Maia Sandu, seçim vaatlerinde sosyal, şeffaf ve Avrupa dostu bir devlet vaat ediyor ve Igor Dodon’un yaptığı hukuksuz şeylerin hiçbirini yapmayacağına dair söz veriyor.

Tahminime göre Maia Sandu, tıpkı 2016 seçimlerinde olduğu gibi Igor Dodon’dan sonra en çok oy alan ikinci başkan adayı olacak ve ikinci turda yine Igor Dodon ile karşılaşacak. İşte burası her şeyin karıştığı yer oluyor. Muhalefetin buradaki tavrı seçimi etkileyecek ana unsur. Moldova’da, halkın politikacılara duyduğu güvenin düşük olması ve insanları siyasetten uzaklaştıran siyasi istikrarsızlık nedeniyle seçimlere katılım her zaman beklenenden daha düşük gerçekleşiyor. Yetişkin nüfusun neredeyse yarısı seçim günü oy kullanmak için asla oy kullanma merkezlerine gitmiyor. Burada sandığa gitmeyenlerin büyük çoğunluğunun işlerin değişeceğini düşünmeyen ya da mevcut politikacılara güvenini yitirmiş insanlar olduğunu vurgulamak isterim. Bu insanların çoğu oy kullanırsa, seçimini Igor Dodon’dan yana değil de Dodon’un karşısındaki adaylardan yana yapacaklarını unutmayalım. Maia Sandu sandığa gitmeyi tercih etmeyen bu küskün muhalif kesimi oy vermeye ikna edebilirse, ikinci turda Igor Dodon’u yenebilir.

2016 yılındaki seçimin sonuçlarına göre ikinci turda oy kullanan sayısı 182.156 artmıştı. Sadece Dodon ile Sandu arasında gerçekleşen ikinci turda Maia Sandu 217.441 oy fazla alırken Igor Dodon oylarını sadece 153.531 artırabilmişti. Totalde 77.488 oy farkla Sandu seçimi kaybetmişken 1.164.023 kişi sandığa gitmemişti. Bu sayı toplam seçmen sayısının %46.55’ine tekabül etmektedir. Bu verilerden yola çıkarak söyleyebilirim ki Maia Sandu’nun göstereceği performansa bağlı şekillenecek bu seçim bana göre. Maia Sandu’nun küskün seçmeni sandığa gitmesi için ikna etmesi durumunda Sandu ikinci defa adaylığını koyduğu Moldova Cumhuriyeti Başkanlığı’na erişebilir, karşısında ilk seçimi kaybettiği Igor Dodon varken hem de.

Octavian Ţîcu: 48 yaşındaki başkan adayı bu seçimde benim gördüğüm en değişik aday diyebilirim. Emekli boksör Ţîcu 26 Şubat-30 Nisan 2013 tarihinde Vladimir Filat’ın kabinesinde gençlik ve spor bakanı olarak görev yaptı. Tarih biliminde doktorası olan bu emekli boksörün siyasi geçmişi de bir hayli karmaşık.

2013 yılında Moldova Liberal Demokrat Partisi lideri Başbakan Vladimir Filat’ın kabinesine Gençlik ve Spor Bakanı olarak giren Octavian Ţîcu 2015 yılında ise Moldova Avrupa Halk Partisi’nin kurucularından birisiydi ama aynı yıl kurduğu partisinden istifa etti. 2019 yılına geldiğimizde ise ACUM Seçim İttifakı’ndan milletvekili adayı olan Ţîcu seçilerek meclise girdi. Aynı yıl Avrupa Birliği yanlısı ACUM ile Rus yanlısı olan Dodon’un partisi PSRM arasındaki koalisyonu doğru bulmadığını belirten Ţîcu, ACUM İttifakı’ndan istifa etti ve başkent Kişinev’in belediye başkanlığı için adaylığını koydu. Seçimde istediği sonucu elde edemeyen Ţîcu yaklaşık %5 oy alarak dördüncü sırada yer aldı. Şu anda Romanya taraftarı olan Ulusal Birlik Partisi’nin genel başkanı olan Ţîcu 7 sene gibi çok da uzun diyemeyeceğimiz bir sürede hem PLDM’nin eski lideri Vladimir Filat’in kabinesinde, hem kendi kurduğu Avrupa Halk Partisi’nde, Avrupa yanlısı ACUM İttifakı’nda hem de Romanya taraftarı Ulusal Birlik Partisi’nde yer bulabildi. Ţîcu’nun 7 senede ülkedeki birbirinden farklı dört farklı görüşte bulunmasından dolayı halk nezdinde ideolojik olarak fazla ciddiye alınmadığını belirtebiliriz.

Octavian Ţîcu ‘nun seçim vaatlerine baktığımızda en çok dikkat çeken şey mevcut parlamentoyu feshedeceğini belirtmiş olması. Meclisin 24 Şubat 2019 tarihinde yapılan oylamayı temsil etmediğini düşünen Octavian Ţîcu’ya göre Moldova halkının Romanya ve Avrupa özlemlerini temsil edebilecek, yolsuzluk yapmamış dürüst milletvekillerinin oluşturduğu bir parlamentoya ihtiyaç var. Bunun yanı sıra Romanya ile altyapıyı birleştirme, Ukrayna ile ilişkileri geliştirme, Romanya eğitim sistemine bağlanma ve savunma sisteminin Romanya ve NATO’ya uygun silahlarla donatılması gibi aşırı Romanya taraflısı vaatleri var.

En ateşli Dodon muhalifinin kendisi olması dolayısıyla halkın Igor Dodon’u sevmeyen kesiminden oy alma potansiyeli olsa da bulunduğu siyasi taraf nedeniyle halkın Avrupa yanlısı kesiminden oy alabilmesi çok kolay değil. Bu seçimde Romanya yanlısı bir seçim kampanyası yürüten tek siyasetçi olan Ţîcu’nun milliyetçi muhafazakar Moldovalılar ile Romanya taraftarı Moldovalılardan alacağı oy Ţîcu’yu başkan yapmak için yetecek gibi değil.

Dorin Chirtoacă: Liberal Parti’nin genel başkanlığını yapan 42 yaşındaki siyasetçi, 2007–2018 yılları arasında Kişinev Belediye Başkanı’ydı. 11 yıl boyunca başkanlık yapan Chirtoacă bu göreve ilk geldiğinde henüz 29 yaşındaydı. Avrupa’nın en genç başkent belediye başkanlarından birisi olan Chirtoacă aynı zamanda Moldova siyasetinin önemli isimleri Gheorghe Ghimpu ve Mihai Ghimpu kardeşlerin de yeğenidir.

2017 yılında adının Kişinev Belediyesi’ne ait ücretli otoparklardaki bir yolsuzluğa karışmasının ardından 2018 yılında görevinden el çektirilen Dorin Chirtoacă kendisine komplo kurulduğunu savundu ve hiçbir zaman hakkındaki iddiaları kabul etmedi.

Romanya Popüler Partisi (PPR), Liberal Parti (PL), Bessarabia Birliği (USB), Ulusal Liberal Parti (PNL) ve Yurtta Demokrasi Partisi (DHP) tarafından oluşturulan Unirea Seçim Bloğu’nun ortak adayı olan Dorin Chirtoacă’nın başarılı olabileceğini söylemek çok zor. Büyük ekonomik vaatlerde bulunan ve NATO üyeliğini savunan Chirtoacă’nın ikinci tura çıkamayacağını ve Andrei Năstase ve Renato Usatiî gibi adayları zorlayacağını düşünüyorum. Tıpkı Violeta Ivanov gibi, en çok oyu alan dört adaydan biri olabilirse eğer seçimde gerçekten beklenmedik bir başarıya ulaşmış olacağını söyleyebilirim. Ancak yapabileceğine çok ihtimal vermiyorum.

Sonuç olarak, şu anda Moldova’da başkanlık için ikisi favori olan sekiz aday mevcut. Moldova’nın mevcut başkanı, ülkenin büyük iki şehri olan Balti ve Kişinev’in eski belediye başkanları, eski bakanlar ve hatta devrik bir başbakanın da aday olduğu büyük bir seçim yaklaşıyor. 1 Kasımda sandıktan kimin çıkacağı belli olmasa bile sandıktaki adayların Moldova Cumhuriyeti için çok güçlü ve önemli adaylar oldukları kesin. Umuyorum ki bu seçim Moldova için olabilecek en iyi şekilde noktalanır ve siyasi istikrarsızlık ve yozlaşma yerini daha hukuki ve dürüst yönetimlere bırakır.

--

--

Nurettin Gürkan Şengül

Imagine a person who studies international relations and his main subject is Eurasia. Here you are looking at his profile right now.